19 Mayıs 2012 Cumartesi

Müzik | Bülent Ortaçgil

Yazılarımın hep şarkıları olur, bu sefer şarkıları yazdım...

Perşembe günü Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fındıklı Kampüsü'nde Akademi Fest'te Bülent Ortaçgil konserindeydim. Nefis bir manzarası var oranın, deniz havası çok iyi geldi bir yandan müzik dinlerken...



Dinlerken fark etttim ki, tatlı tatlı gülümseterek bir yandan da hüzünlendiren ve harika anılarla dolu bir sürü şarkısı var bu ihtiyar adamın...

Bu su hiç durmaz var mesela:

"Sen hep kendime önlemler aldım,
Ben kendine yasaklar koydum..."


İçimizdeki istenmeyen yanımızı, yanlışlıklarımızı, hatalarımızı ne çok saklıyoruz sevdiklerimizden. Tek istediğimiz insanların hakkımızda güzel şeyler düşünmeleri ve bize güvenmeleri. Bir gün anlıyoruz, ömrümüz boyunca duvarlarla yaşayamayacağımızı ve duvarlarımız sular sızdırmaya başlıyor...



"Resimler sarı güneşsizlikten, duygular değişir" der Bülent Ortaçgil, Değirmenler'de. Yine onun dediği gibi "Belki de en güzeli böyle." Zamanın akıp gitmesi, yaşamak, değişmek, farklılaşmak, gitmek, terk etmek, yol almak...

Yol almak demişken, benim çok sevdiğim şarkılarından biridir Yollar. "Aslında yollar yalanını görmez, yaraları sarmaz, hiç bitmez." der şarkıda, içinde huzursuzluk olduğunda, nereye gidersen git fark etmiyor. Hepimiz yapıyoruz aslında bunu bazen, haber vermeden, kafamızı dinlemek için ortadan kaybolmaya çalışıyoruz. Ortadan kaybolmanın bir işe yaramayacağını anladığım noktada yazmaya başlıyorum belki de kim bilir...


Hayat aslında oyun sahnesi değil mi biraz da? Oyun oynamak keyifli, oynamamak güvenli... Hangisini daha çok seviyoruz, hangi tarafta yer almak istiyoruz, karar vermek çok güç bazen. Tek istediğimiz oyun oynarken, türlü numaralar, taktikler içinde yaşarken kaybolup gitmemek. Kimi zaman kötü insanlar olsak bile, sevilmesek bile... "Sus olsam, kusur olsam, ağızdaki küfür olsam... Doğuştan esir olsam, Yine de oynar mısın benimle?"

Sanırım en sevdiğim Ortaçgil şarkılarından biri budur. Yağmurun hüznü üzerine söylenmiş en güzel şarkı. Dedim ya tatlı tatlı hüzünlendiriyor diye, en çok bu şarkı yapıyor sanırım bunu... Öyle ki sözlerinin hangi kısmını yazsam bilemedim, hepsi çok şahane.

"Sen ki aşkta aldatıldın
Yüreğin taş parçası
Dinle yağmuru dinle
Teselli bul türküsünden
raray raray diray daray.... "




Müslüm Gürses'in de yorumladığı Sensiz Olmaz var sırada. Bu şarkının çok gündelik olması, alışkanlıkları anlatması hoşuma gidiyor sanırım.

"Aşk bir dengesizlik işi, sensiz olmaz sensiz olmaz
Dengeye dönüşen bir sevgi, sensiz olmaz."

Hep bahsettiğim, hep anlattığım "tesadüfler"... Eylül Akşamı 'nda öyle güzel anlatmış ki tesadüfleri, insan kendini özel hissediyor hayata karşı. Hayat benim için de bir hikaye, bir mutlu son yazmış olabilir diyor ve umudu artıyor sanırım her şeye... "Olamaz mı, olabilir."

Tüm bunlar, bu karmaşa hep küçük minicik şeyler yüzünden olmuyor mu? Kısacık anlar, bir anlık tesadüfler, mutluluklar, ufak hayaller... Rüyalar bile saniyelerle ölçülürken, büyük düşlerin peşinde koşup duruyoruz; boşa yoruluyoruz, kayboluyoruz bazen. O da öyle diyor Küçük Şeyler'de...




En sevdiğim şarkıyı sona sakladım: Mavi Kuş :)
O kadar naif bir şarkı ki...
O kadar kibar, sakin, usul...

"Suç işlemiş eller gibi
Perondaki boş trenler gibi
Ucu görünmeyen tüneller gibi gel
Hiç üzülme salına salına uç
Ben gelemem, ama sen git biraz dolaş."

Sevdiklerimizi bazen yalnız bırakıyoruz ya, kararlar versinler, ama hep bizi seçsinler sonunda istiyoruz. Onların yanında gitmeye gücümüz ya da cesaretimiz olmuyor, onlar gidip dolaşsınlar ve bizim olsunlar yine istiyoruz. Oradaki duyguyu seviyorum; biraz çaresizlik var, biraz kibir, biraz korku...

Ne kadar yalın, ne kadar insancıl, ne kadar kusurlu. Tüm bunlar o kadar bizden ki :)


Hamiş: Mimar Sinan resimleri Nazlı'dan, Bülent Ortaçgil'inkiler facebook sayfasından....







1 yorum:

  1. çok duru görüntü kirliliği yok reklamsız safiane bir site ellerinize sağlık=)

    YanıtlaSil

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails